Acayip sardı lan

yok rez yazınca bu çıkıyor da ona misilleme yaptım hocam

rez

inci sözlük hatası : entry metni girilmelidir

He şimdi hatırladım özelden fenerbahçe hakkında sohbetimiz olmuştu

Exime benziyordu bu karıya yükseldiğim kadar dünyada hiç bir karıya yükselmemişimdir

Tam 2 hafta oldu. Allama harika bi kızdı

gezer oldum yar gezer oldum
kara sevda bu heder oldum
düştüm gurbet ellerine
mecnundan bin beter oldum
ela gözlü nazlı dilber
sana yandım ben yazık oldum

kara sevda bu melhem ne çare
lokman neylesin yürekte yara
hadin turnalar yarime uçun
alını çözsün de kara bağlasın

FiNAL

oturduk direkt mevzuya girdim. ne söyleyeceksen söyle gibtir olup gideyim dedim. bir anda ağlamaya başladı sus daha fazla ağlayıp benim canımı sıkma. ağlaması gereken kişi benim sen değilsin her şeyi mahvedip utanmadan ağlıyorsun dedim. cem ben olan bitenden dolayı çok pişmanım. o çocuğa karşı inan bir şey hissetmiyordum her şey aniden gerçekleşmişti ve bundan dolayı kendimi kullanılmış hissediyorum. aslında hayatıma girdiğin andan itibaren hayatımın her saniyesinde her dakikasında ve her gününde seni sevdim. sana aşık oldum. hayatımda ilk defa birine aşık olmuş ve birine bu kadar kendimi açabilmiştim. sen her zaman benim kafamda tasvir ettiğim o harika erkek modeliydin aslında. seninle gittiğimiz yerlerden sensiz geçerken bile seni özlüyorum ben biliyor musun. hatta benimle oturup sanki erkek kankanmış gibi fenerbahçeyi veya güncel siyaseti konuşmanı bile çok seviyordum çünkü onların seni sen yapan şey olduğunu biliyordum. senin için değerli olan şey benim için de değerli. bu her zaman böyleydi ve böyle de kalacak. yüzüm yok buna cidden ama senden son bir şans istiyorum. yeniden daha iyi olabiliriz. yeniden birbirimizi sevebiliriz. lütfen beni affet dedi. gözyaşlarım istemsiz süzülüyordu. onu affetmek istiyor muydum onu bile bilmiyordum ama yapamazdım. artık bu defter sonsuza kadar kapanmalıydı çünkü ben bu olanları kendime yediremiyordum ve bunun üstüne onu affedersem kendimi affedemezdim. yağmur... seni halen daha seviyorum nasıl oluyor bilmiyorum ama seviyorum. lakin bitti. artık uzatmanın kimseye faydası yok. seninle geçirdiğim 1.5 sene hayatımda geçirdiğim en güzel zaman dilimiydi belki de. ama olan oldu. uzatmanın kimseye faydası yok. ben eğer bütün bu olanlara rağmen seni affedersem kendime aynada bakacak yüzüm kalmaz dedim. ama ben sana halen daha çok aşığım cem dedi. işin güzel tarafı da bu ya, zaten imkansızsa aşktır yağmurum, imkanlı olsa o sadece bir ilişki olurdu. bizimkisi artık çıkmaz bir sokağa döndü. daha da uzatmanın bir anlamı yok. yeni bir başlangıç yapacağımı da sanmıyorum çünkü her bitiş bana göre artık yeni bir başlangıç değil. her bitiş bir bitiştir. artık birini sevebileceğimi de sanmıyorum bu yüzden. sana olan aşkımı kalbime gömerek gidiyorum. başka bir evrende, daima seninle yağmurum. hoşçakal. her şeye rağmen seni iyi hatırlamaya çalışacağım dedim ve kalktım. uzaktan ona baktım hıçkırarak ağlıyordu. onu uzaktan izledim sonra yola çıktım. agalarımı gördüm ve dayanamayıp ağlamaya başladım. hepsi tek tek bana sarıldılar. sonra da beraber karşıya geçtik kafam dağılsın diye bir yerlere zütürdüler beni. ama artık dağılacak bir kafam bile yoktu. benim hayatım bitti beyler bugün hayatımın son kullanma tarihiydi artık ne birini sevebileceğim ne de mutlu olabileceğim dedim. neredeyse hepsi beni dinledikçe dal üstüne dal yakıyordular. bazıları da baya duygulanmıştı. en azından böyle arkadaşlara sahip olduğum için kendimi küçük de olsa şanslı hissediyordum. ya işte beyler, bu da benim hayatım dedim. sonra kalktık ve birbirimizle vedalaştık. ben de sonsuzluğa doğru yürümeye devam ettim. arkamda çok sevdiğim gurursuz bir huuryu bırakarak...

joker gibi kahkaha atmaya başlamıştım sinirden. devamında ise hayatımda yapmayacağım şeyi yaptım ve yağmur'un boynuna yapıştım. önce seni sonra da kendimi öldürmemek için o kadar zor tutuyorum ki kendimi bunu tahmin bile edemezsin dedim. sonra onu bıraktım ve çöküp ağlamaya başladım. o da yanımda ağlıyordu. en son kalktım ve onu kendi yalnızlığıyla baş başa bırakarak yürüdüm. yürüdüm ve yine yürüdüm. eve geldiğimde ruh gibiydim hiç bir şey hissetmiyordum hiç bir şey umrumda değildi. sadece ölmek istiyordum. bir de intikam almak.

ertesi gün okulda durumu bizim agalara açtım ve herifin o gün dersi vardı. elemanı yakaladım çıkışta korkudan altına sıçacak bir vaziyete gelmişti zaten. bizim arkadaşın arabasına attık bunu kısa bir fatih turu yaparak arabada pata küte dövüp sonra da bir kenara attık. dıbına kodumun çocuğu utanmadan bir de kızı ben tek sanıyordum yok sevgilin olduğunu bilmiyordum diyip kolpa sıkmaya çalıştı o her kolpa sıktığında ben daha çok dövüyordum. devamında da elemanın kanlar içindeki yüzünü çekip yağmur'a attım. direkt beni aradı sonra ve bunu neden yaptığımı sorarak bana bağırmaya başladı. KES LAN dedim en son dayanamayıp. bir de utanmadan ne yaptığımı mı soruyorsun dıbına kodumun huursu dedim. bana huur demeyi kes artık. öyle değil misin yağmurum. geceliğin kaç para oldu bari ondan haber et sen dedim. allah senin belanı versin diye bağırdı. tamam kapa çeneni uzatma dedim kapattım. sonra da kısmen rahatlamış vaziyette eve döndüm.

1 hafta boyunca bir şey yaşanmamıştı. agalarla okul çıkışı takılıyorduk sonra aniden telefon çaldı. tabi arayanı tahmin etmek zor değildi. açmadım sonra yine aradı ne var lan ne var diyip açtım telefonu. konuşmamız lazım dedi yok bay bay diyip kapatacaktım lütfen yalvarıyorum sana dedi. yine kendi iyi niyetime yenik düştüm ve tamam dedim. okulun yakınlarındaki kafede buluşacaktık. yoldaydım. yürüyordum ama bir yandan da baya düşünceliydim. ne olacak ne bitecek ve ne diyecekti diye...

onu aradım ve acil buluşmamız gerektiğini söyledim. başta kem küm etse de çıkmasını adeta emrettim ve evlerinin dibindeki çardakta buluştuk. sana tek bir soru soracağım. beni aldatıyor musun yoksa aldatmıyor musun dedim. dondu kaldı. ney nasıl ya falan oldu. evet ya da hayır tek bir cevap bekliyorum yağmur dedim. bir şey diyemedi. neden yağmur ? seni o kadar sevmeme rağmen sana o kadar değer vermeme rağmen ve senin için yapabileceklerimin sınırı yokken neden bunu yaptın ? sana en ufak bir şey olduğunda kapında nöbet tuttum yetmedi sana iş buldum yetmedi sana sıkışığım dediğinde borç bile verdim canımı istesen onu bile verirdim sorgusuz sualsiz. peki sen ne yaptın ? uğruna bir çok kişiyi karşıma aldığım aşkından geberdiğim kız ne yaptı ? başkasının kollarına attı kendini. peki neydi sebebi ? parası mı pulu mu neyi hadi söyle merak ediyorum. sana veremediğim neyi verdi de onun köpeği oldun ? ulan biz evlenecektik be seninle EVLENECEKTiK SENiNLE PiSLiK huur. HER ŞEYi MAHVETTiN HAYATIMI MAHVETTiN SENDEN TiKSiNiYORUM ARTIK VE UMARIM TEZ VAKiTTE GEBERiR GiDERSiN. umarım mutlusundur çünkü aşka dair son umut kırıntılarımı da sen süpürdün. umarım mutlusundur çünkü senden nefret ediyorum yağmur. sana aşık olduğum günün de senin de dıbına koyayım kodumun sürtüğü. bütün bunları dedikten sonra gitmeden suratına bir tokat çarptım. tam gidecektim cem diye bağırdı. ne var lan kodumun kevaşesi ne istiyorsun yoksa ona da mı verdin dedim seni öldürürüm dedi. gel öldür hadi bekliyorum hadi yap ne yapacaksan. ama şunu bil sen beni öldürsen de gömsen de bu gerçek değişmeyecek. sen bir hainsin ve bir yalancısın. bu utanç sana yeter de artar dedim. anlatmam gereken şeyler var dedi. ne anlatacaksın lan ne anlatacaksın dedim. o gün röpörtajdan sonra yine buluşmuştuk kadıköy civarında evi vardı. arada konuşuyorduk ve hoş biriydi tabi sen hayatımdaydın o da bunu biliyordu ve buna rağmen arada yazıyordu. bir gün röpörtajın kalan kısmına kadıköy'de devam etmek istedi ve oturduk sonrasında muhabbet sardı ve devamında birer şişe bira içtik sonra kalkacaktım ama kendimi uyuşuk ve garip hissettim o anı doğru düzgün hatırlamıyorum bile haplanmış gibiydim gözlerim kıpkırmızı olmuştu. sonrasında bi anda kendimi onun evinde bulmuştum ve nasıl geldiğimi bile hatırlamıyordum. en son hatırladığım şey onun yatağında kendimi çıplak bir vaziyette bulduğumdu. ne olduğunu sorduğumda o anda çok azgın olduğumu ve ciks yaptığımızı söyledi. ben çıkıp gitmek istesem de beni çıkarmadı o anda yok olmak istiyordum resmen kendimi öldürmemek için zor tuttum ve utancımdan yüzüne bile bakamadım. sonrasında konuşmaya devam ettik ben kesmeye çalışssam da o kesmedi ve eninde sonunda gerçekleri öğrendin. kendimden nefret ediyorum öldür beni cem yaşamak istemiyorum diyip ağlamaya başladı. ben şok üstüne şok geçiriyordum. kafama bir mermi isabet etse de kurtulsam diye dualar ediyordum.

spoiler yok

çok yakın bir kız kankam var halen daha da dostluğumuz sürüyor yıllardan beri arkadaşımdır kendileri. bana her zaman insanın gerçek yüzünün sinirli olduğu zamanlarda ortaya çıktığını söylerdi. belki de yağmur'un gerçek yüzü buydu. beni gerçekten sevmiyor muydu ? ben onun için sadece bir vakit geçirme aracı mıydım ? kafamda o kadar çok soru dönüyordu ki hangi birini cevaplasaydım. bir yandan da halen daha sinirimi bozacak hareketler yapmaya devam ediyordu. mesela mağazada benim gram sevmediğim bana ters davranan insanlarla maşallah arası harikaydı ama iş benim tarafıma gelince ben bir kızla konuştuğum zaman kötü oluyordum. bu sonsuz döngü neleri ortaya getirecekti bilmiyorum ama her geçen gün soğukluk daha da artıyordu ve işin kötü yanı da bunu düzeltmeye çalışan tek kişi sanırım bendim.

bir müddet sonra her şey normale döner gibi ilerliyordu. ta ki o lanet güne kadar. personel odasına girecektim ki kapıda bir takım konuşmalar duydum. konuşmalar aynen şöyleydi
+ yağmur bu çocuktan bize niye bahsetti ve neden hala konuşuyorlar cem'le hala beraber değiller mi
- teknik olarak öyle de araları bozuk sanırım şu aralar. bu çocuğa da taktı ne zaman görsem ya ona yazıyor ya da telefonla konuşuyorlar kanka yaptığı da çok yanlış ama hala yapmaya devam ediyor bari git çocuktan ayrıl

dıbına koyayım keşke kör olsaydım da bunları görmeseydim veya sağır olsaydım da bunları duymasaydım. direkt tuvalete koşup ağlamaya başladım ama öyle böyle bir ağlama değil. evlilik hayalleri kurduğum uğruna canımı vermeye hazır olduğum kız beni aldatıyordu. hayatım 180 derece dönmüştü adeta.

aynı yerde çalışma muhabbeti... aslında ilk 2 ay falan muazzam giderken sonun başlangıcı olacağını daha sonra fark ettim. sanırım hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biri bunu kabul etmekti. hem eski mağazam aslında daha iyiydi kendi açımdan hem de burada anlamsız bir rekabet ve anlamsız bir çekiştirme vardı. sanki bir mağazaya değil de formula 1 gridine gelmiş gibi hissediyordum. her neyse her şey bir gün bir derste yaptığımız ortak sunumdan sonra başladı. o derste benim notum iyiydi fakat yağmur'un kötüydü. sunumu yaptıktan sonra hocamız da baya övmüş ve beğenmişti. ders çıkışı beraber çıktık yürüyorduk ben de öylesine yapıyoruz bu sporu ya çok şükür tek rakibim kendim dedim. yağmur'un gün boyu canı sıkkındı ve bu dediğimi gereksiz yere ciddiye alıp tamam anladık en iyisi sensin ve yapabiliyorsun artık şu konuyu kapatır mısın dedi sertçe. olan bitene anlam vermeye çalışıyordum şaka yapıyorum iyi misin canım neyin var dedim. bir şeyim yok senin sürekli bu anlamsız ego tatminlerinden artık bıkkınlık geldi burada sabahtan beri canım sıkkın 1 kez ne olduğunu bile sormadın gelmiş halen daha yok şurada şunu yaptım yok bunu yaptım aferim iyi tak yedin cem madalya da vereyim mi dedi. bir müddet daha alttan almaya çalışacaktım ama bu dedikleri gerçekten sinirimi bozmuş ve üzmüştü. bir müddet seni kendi haline salsam iyi olacak dedim ve yanından ayrılıp yalnız başıma eve gittim. yağmur'u çok sevsem de böyle gibko saçma sapan huyları vardı işte. o da en az benim kadar rekabetçiydi ve yenilgiyi kaldıramazdı. ama o başarılı olsaydı ben sabaha kadar tebrik eder onun sevincine ortak olurdum o niye böyle yapmıştı ki. eve gittim canım sıkkındı ps açtım o sırada da telefon çaldı. arayan yağmur'du. açmadım. sonrasında da geri de aramadım en son gece bana yazdı. bakıyorum hemen aramayı yazmayı kesmişssin diye. konuşmak istemeyen ve bağırıp çağıran sendin ne yapmamı bekliyordun orada gerçekten üzüldüm dediklerine dedim. anlık bir sinirimi bu kadar uzatıp polemik haline getireceğini bilmiyordum özür dilerim akşam normal bir şekilde seni aradım amacım sadece konuşmaktı ama sen baya kişisel algılamışsın dedi. hiç abartmıyorum telefonu tutup bir kenara atmamak için kendimi zor tuttum. en son dayanamayıp yağmur kapat şu telefonu daha fazla beni deli etme sabah konuşuruz dedim ve kapattım. sonra tabi wp tan bir sürü mesaj gelmiş falan ama o an için hiç umrumda değildi. sevdiğim kız tipik bir ergene dönüşmüştü ve bu durum cidden sinirimi bozmuştu. sabah marmaray'da buluştuk ve neredeyse hiç konuşmuyorduk. devamında aramız normale dönüyor gibiydi. lakin bu kez de farklı bir mevzu patlak verdi. sınıfındaki bir erasmus öğrencisi onunla bir konuda röpörtaj yapmak istemişti ve bu durumu bana açtı. herif tam bir yavşağa benziyordu bu yüzden çok da sıcak bakmıyordum ama yine klagib inadı tuttu ben de daha kötü gözükmemek için tamam dedim. elemanla ilk karşılaşmamız bir tık gergindi elini sert sıktım ve yağmur'a kapıdayım çok uzun sürmesin dedim. elemana baya bi kurulmuştum sonra da çıktım ve beklemeye koyuldum. geldiğinde her şey normal olur diye düşünüyordum bu kez bana bağırmaya başladı. sen ne tür bir hödüksün manyak mısın altı üstü benimle 2 dakika konuşan herife yapmadığın kalmadı sen her benimle diyaloğa giren erkeğe bunu yapacaksan seninle işimiz var cem haddini bil artık dedi. o heriften hoşlanmadım ve bir daha asla onunla konuşmanı istemiyorum bitti daha da üzerine bir şey söyleme yoksa kalbini kırarım yağmur kapat şu mevzuyu ben böyle uygun gördüm böyle olacak dedim. bana ters bakış attı ve yoluna devam etti. ilişkimiz gittikçe tokgib bir hal alıyordu ve freni patlamış kamyon gibi ilerliyorduk..

görseldeki hanfendi kim ?

o gün gelmişti. planımız aslında gayet basitti. sabahtan kadıköy takılacaktık akşam da maça gidecektik. bu kez tabi daha farklı bir yerdeydik. bir meyhanede. yemeğimiz, mezelerimiz, rakımız ve bir de yağmurum. daha önce ikimiz de hiç meyhaneye gitmemiştik bu aslında her halimizden belli oluyordu. benim hoşuma gitmişti aslında da onun pek hoşuna gitmedi nedense. rakı ile arasının çok da iyi olmadığını o anda anlamıştım. devamında klagib mekanımıza pub'ımıza dönüş yapmıştık. oradan da çıktık moda 2'den stada yürüdük ve 1 saat kala yerimizi aldık. sanırım o günün tek falsosu da orada gerçekleşecekti. fenerbahçemiz berabere kalmış ve liderliği kaptırmıştı. canımız baya sıkılmıştı. güzel bir gün geçirmeme rağmen bu takım yine günümün içine bir şekilde sıçıyordu. metrobüse bindik ağzımı tek bir kelime bile açmıyordu. onu evine bıraktım ve her şey için teşekkür ettim sonuçta orayı arayan ayarlayan falan hep oydu. birbirimizi öptük ve sonra dağıldık. fenerbahçe'yi kafama takmayı bırakıp mutluluğumun tadını çıkarmaya devam ettim. en nihayetinde beni çok seven bir sevgilim vardı hala. devamında yine ilişkimiz aynı ayarda devam etti bir yandan da seçim süreci yeniden başlamıştı ve sahaya inmiştim tabi. bu yüzden bir tık daha az görüşüyorduk ama bunu dert etmiyordu sonuçta okulda beraberdik ortak derslerimiz oluyordu. bir gün yağmur bana bizim şubede boş yer var gelmek ister misin beraber çalışalım artık dedi. aslında ben de çıkmaya yer arıyordum kendi şubemden ve bu muazzam bir fırsat olacaktı. kabul ettim ve gerekli belgeler tamamlandıktan sonra geçişim tamamlandı. artık aynı okulda olmamızın yanı sıra aynı yerde çalışıyorduk. birbirimize çok daha yakın olacaktık...

yazı komple beraber geçirmemizden sonra okula dönüş vakti gelmişti. bir yandan okul bir yandan iş idare ediyordum. yağmur'da işe girmişti. o da benimle aynı firmada farklı bir mağazada çalışıyordu. okuldan sonra sürekli eminönü veya sirkeci'ye gider oralarda vakit geçirirdik. hatta bazen oradan çıkar vapura biner kadıköy yapardık. hatta bu kez işi daha ileri noktaya taşımıştık. 29 ekim günü çalıştığım partinin bir etkinliği vesilesiyle beraber günübirlik ankara'ya bile gitmiştik. hayatımda geçirdiğim en güzel günlerden bir tanesiydi sanırım. ciddi ciddi ilerisi için planlar yapmaya başlamıştım hatta o da sanırım aynı şeyi düşünmüş olmalı ki üniversite ve yüksek lisans sonrası acaba evlenir miyiz diyordu. tabi bu durum bazen ilişkimize ciddili etki etmiyor değildi. bazen aşık çift olmaktan çıkıp adeta evli karı kocaya dönüyorduk. tabi çok şükür aman aman uzun sürmüyordu. en azından beraber geçirdiğimiz yılbaşı sonrası bunu çok net anlayacaktım. ilk kez yeniyıla beraber girecektik. her zaman gittiğimiz pub'a gittik. normalde daha başka yerler de tercih edebilirdim lakin oranın bizim ilişkimiz açısından yeri farklıydı. yeni yıla girdikten sonra ona seninle beraber girdiğim ilk yılbaşı ve son olmayacağı kesin, belki bir 10 sene sonra 3 kişi gireriz ha ne dersin aşkım dedim. duygulanmıştı ve etkilenmişti. devamında öpüşmeye başladık ve sonra omzuma sarıldı. iyi ki varsın cem. seni çok seviyorum aşkım dedi. o anda ölsem sanırım gram acı hissetmezdim ya. bir müddet yine oturduk ve sonra çıkıp moda'ya gittik. sabahın ilk ışıklarında stadın oraya gelmiştik. ikimizin de kutsal mekanıydı orası. stadın yanından geçip metrobüse varmıştık. incirli de onu bırakıp yoluma devam ettim. eve geldim ve uzunca bir süre uyudum. bir yandan da finaller yaklaşıyordu ve ders çalışmam lazımdı o yüzden okul harici pek görüşemedik o sırada. finaller bittikten sonra dünyanın en özgür insanıydım tabi artık. bir yandan da doğum günüm yaklaşıyordu. güzel bir gün için yeniden hazırdım veya hazırdık

yeryüzünde adeta cenneti yaşıyordum o sırada ve bir gün olmasa ikinci gün onu görüyordum. aramızda ilginç bir kimya vardı hani bu uche-högh veya kuyt-sow gibi bir kimyaydı. fenerbahçeli arkadaşlar eminim ki beni çok iyi anlayacaklardır. bazen sanki çok yakın arkadaşlar gibi oluyor birbirimize takılıyorduk. bazen ben çocuklaşırdım bazen o. ama genel olarak hayatım boyunca gördüğüm en davranışları tutarlı, kültürel açıdan kendini geliştirmiş ve en önemlisi de görgülü insanlardan bir tanesiydi. ancak bir gün hiç beklemediğim bir şey yaşandı. o gün yaşadıklarımı hala unutamam.

bir gün yine evlerinin yakınında buluşmuştuk. ömür plaza'nın orada mado var incirli metrobüs durağından net bir şekilde gözüküyor bilen bilir. oraya gittik ve bana bombayı patlattı. aşkım birazdan annem ve babam buraya gelecekler seni onlarla tanıştırmak istiyorum dedi. dondurma boğazımda kalıyordu anasını satayım ney oldum direkt. elimden gelse seninle direkt evlenirim küçük bir adım atmak istedim sadece diyip güldü. ben hala olayı idrak etmeye çalışıyorum o sırada. şaka yaptım sadece tanışmanı istiyorum canım kaç ay oldu artık vakti geldi bence dedi. şimdi dümdüz düşününce evet normal bir durum hani tanışma falan olur benim için hiç sorun değil lakin şu da var ben bu insanların onlar yokken evine girip kızıyla yattım. tamam sevgilim olabilirdi ama ne bileyim bi garip ve tuhaf hissettiriyordu. neyse efendim geldiler. annesi gayet iyi biriydi ve cana yakındı ama babası hiç abartmıyorum çatlıya benziyordu bi zütüm attı orada. herif hiç abartmıyorum ben konuşurken gözünü ayırmadan 5 dakika bana baktı o anki gerginliğimi hiç unutamam istemsiz terlemeye başladım. en son bana ee cem bu sene şampiyon olur muyuz tadic dzeko falan da geldi dedi. vay amk fenerli olduğumu da biliyormuş dedim içimden sonra rahat olun o sene bu sene dedim ordan başladık muhabbete. yağmurun anası ve yağmur oturmuş bizim muhabbetleri dinliyor herifle 2 dakikada kanka olduk resmen. sen boşver feneri bizim kızla siz ne işsiniz nerede tanıştınız diyince beni öksürük tuttu. yağmurun o anda bana bi bakışı var hiç unutmam. neyse işte kulüp vesilesiyle tanıştığımızı falan anlattım. aranızda olan şeyleri biliyorum zaten yoksa bu soruları sormazdım sadece bir kaç şeyi merak ettim dedi. o anda yalan yok kısmen rahatlamıştım. biraz daha konuştuktan sonra kalktık sonrasında babası beni köşeye çekti. bi korkmuştum yalan yok. sonra benimle konuşmaya başladı. bak aslanım ben sadece seni tanımak istedim gerçekten efendi ve iyi birine benziyorsun. yağmurun kardeşi yok tek çocuk ve her şeyden önemlisi o bir kız. bu yüzden ben de böyle bir şeyi duyunca merak ettim ve seni tanımak ve görmek istedim. kızımı da seviyorsun belli. ama şunu bilmeni isterim ki ona en ufak bir yamuğun veya ters bir davranışın olursa karşında beni bulursun. tamam mıdır dedi. ben biraz tutuştum tabi orada ama sonra hiç merak etmeyin efendim nasıl isterseniz dedi. el sıkıştık ve sonra eve gittim. herifin evinde kızıyla yatıp sonra bu konuşmayı yapmam ağır ironikti tabi. akşam yağmur aradı ve babam sana ne dedi tarzı konuştu ve anlattım durumu. benimki de böyle maalesef sert biraz bakma sen böyle takıldığıma dedi. yine de içimi biraz korku kaplamıştı. evet yağmurla o anda sadece sevgiliydik ama ilerisi için de düşüncelerim yok değildi. evlenip ondan çocuklarımın olmasını çok isterdim. böyle garip düşünceler içinde uykuya daldım

devam ediyorum

Ben de hikayede ekgib olan şey ne diyordum hosgeldin kardeşim ben tıkanınca sen devam ettir

Hocam ben seni bir yerden hatırlıyorum senin de bi hikayen vardı sanki

başka bir evrende, daima seninle...

ikimizin de ilki o gece olmuştu. yağmur'un o güne bilerek aldırmasının zaten başka bir açıklaması olamazdı tabi de uyandığımda neye uğradığımı şaşırmıştım. feci baş ağrısı desen ayrı olay testislerimde bile ağrı vardı. kendimi kaldıramıyordum yataktan o hale gelmiştim ve tabi peder beyden cevapsız aramalar vardı. saate baktım saat 12'ydi. aslında fazla da uyumamıştım. zar zor toparlanıp kalktığımda üzerimde sadece boxer vardı. yüzümu yıkadım ve odaya girip yağmur'u uyurken izlemeye başladım. bir insan hayatındaki her saniyede güzel olabilir miydi aga ya. neyse efendim devamında yağmur uyandı ve direkt günaydın sevgilim diyip onu kucaklayıp tuvalete zütürdüm. yine beraber duştaydık. birbirimizle öpüşerek duş aldık ve devamında çıkıp bakırköy'de her zaman gittiğimiz ps cafe'ye gittik. oradaki araba simülatörlerinde gran turismo oynamaya bayılıyordum ve bu zevki yağmur'a da aşılamayı başarmıştım. sonrasında capacity midpoint'te yemek yedikten sonra onu minibüs durağına bıraktım ve yaklaşık 24 saat sonra ilk kez onunla arama mesafeler girmiş oldu. devamında eve gittim. peder bey birazcık sitem etti ama fazla sürmedi tabi. işe girdiğimden beri bana saygısı artmıştı sanırım. odama çıktım ve bir kaç saat fifa attıktan sonra bakkala çıkıp cips kola alıp film izleyerek geceyi kapattım. tabi bir yandan hatunumla wp'tan konuşarak. sanırım evren üzerindeki en mutlu insan bendim.

artık sanırım kontrol tamamen ondaydı çünkü tamamen esareti altına girmiştim. üstüme çıkıp bir yandan beni öperken diğer yandan penisime sürtünüyordu. artık dimdik olmuştum. devamında onu çekip aldım ve boynundan öpmeye başladım. hafiften inlemişti. sonrasında yavaş yavaş giydiği cropu çıkardım ve artık göğüsleri karşımdaydı. önce onları emmeye başladım ve her emişimde yüksek sesle inledi. devamında göbeğine öpücük kondurdum ve en sevdiğim kısımlardan birine geldim. daha ilk günden hayranı olduğum bacakları. önce ayaklarını yalamaya başladım sonrasında da bacaklarını öpmeye başladım. sonrasında şortunu ve külodunu çıkardım ve karşımda artık muazzam bir vajina vardı. baldırlarını öperek en sonunda merkeze gelmiştim. direkt klitorisine dil atmamla çığlık atması bir oldu. ben vajinasını yaladıkça o da daha fazla kafasını bastırıyordu. en sonunda çığlık atarak orgazm oldu ve her tarafım onun zevk suyu olmuştu adeta. devamında ayağa kalktım penisim fena zonkluyordu. boxerımı çıkardım ve penisim direkt onun yüzüne çarpmıştı. önce yavaş yavaş eliyle penisimi kavrayıp git gel yapmaya başladı sonrasında da ağzına aldı. baya amatörce yalıyordu ama yine de zevk verdiği kesindi. en son penisimin tamdıbını almaya çalışırken bir anda öksürük krizine girdi. devamında biraz daha oral ciks yaptıktan sonra onu kaldırıp yatağa attım. misyoner pozisyonundaydı. bakire olduğu için olabildiğince yumuşak davranmaya çalışıyordum. kondomu taktım ve yavaş yavaş sokmaya başladım. önce çığlık atmaya sonra da ağlamaya başladı. artık içindeydim. çıkardığımda kondomun neredeyse yarısı kan olmuştu. devamında başka bir kondom takarak yeniden içine girdim. yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. sürekli bana daha hızlı daha hızlı diyip duruyordu. yaklaşık bir 10 dakika aynı pozisyonda ciks yapmaya devam ettik ve en sonunda hızlı bir şekilde git gel yaparken kondomun verdiği özgüvenle içindeyken boşaldım. o anda hiç abartmıyorum vücudumdaki tüm kemikler sarsıldı ve resmen yumruk yemiş gibi oldum ama hayatımda yediğim en güzel yumruktu. yatakta sigara içtikten sonra farklı pozisyonlarda olmak üzere 2 posta daha attık ve beraber duşa girip yıkandıktan sonra sabahın ilk ışıklarında yatağa gittik. yağmur uyumadan önce bana sakın beni bırakma tamam mı dedi. ben de seni bıraktığım gün öldüğüm gün olurdu herhalde sevgilim. seni çok seviyorum dedim. bir müddet öpüştükten sonra birbirimize sarılarak uyuduk...

mesai nihayet bitti devamke

yazın part time işe girmiştim. güzel bir maaşı vardı ve ilk maaşımı aldıktan sonra yağmur'la güzel bir gece planı yapacaktım. maaş günü gelir gelmez aradım bunu ve mevzuyu açtım. normalde amacım pazar günü buluşmaktı ama özellikle cumartesi gününü istedi anlamadığım bir şekilde. ben de tamam dedim hani belki o gün müsaittir falan vesaire diye. neyse efendim cumartesi akşam her zamanki yerimizde barlar sokağında buluştuk. normalde gece kulübüne falan gitme gibi bir düşüncem vardı ama sonradan bu fikir bana çok parlak gelmedi ben de güzel bir bar bulmuştum oraya gittik. hiç abartmıyorum hem o hem ben feci içiyorduk en azından ben baya kaptırmış gidiyordum. devamında yağmur ilginç bir şekilde kendisiyle tuvalete gelmemi istedi ben de o anki kafayla gittim ve adeta dejavu yaşandı. tuvalette kendimizi kaybederek öpüşmeye başladık. ben onun saçlarını okşuyordum o da benim ense kökümü okşuyordu. uzunca bir süre öpüştükten sonra yeniden masaya döndük biraz daha içtik ve sonra kalktık sahilde yürümeye. tabi buna yürüme denirse. en son artık adım atacak halimiz de kalmadığı için metro + metrobüs yaptık. yağmur'u evine bıraktım gidecektim ki benimle kal bu gece yaptı. şaşırdım hani annesi babası falan da o evde yaşıyordu sonuçta. annem teyzemlerde kalacak bu gece babam da şehir dışında. hadi gel lütfen yaptı. babama çaktırmadan bu gece arkadaşlarda kalacağımı söyledim tamam dedi. geçtim içeri tam oturmuş uzanma vaziyetine geçecektim ki aniden beni kaldırdı ve deli gibi öpüşmeye başladı...

Barışmamızdan bir kaç gün sonra kendimizi yine statta ve devamında barlar sokağında bulmuştuk. Eski günler yavaştan geri dönmüştü sanki. Bir yandan da seçimler yaklaşıyordu ve bir takım faaliyetlerde yer alıyordum. Bu süreçte yüz yüze görüşmek için baya vaktimiz oluyordu aslında çünkü günümün neredeyse tamamı dışarıda geçiyordu ve okul da online olduğu için ders tekrarlarını izleyerek durumu kurtarabiliyordum. Seçim döneminden sonra finallere beraber hazırlanmıştık ve oldukça güzel bir final haftasını geride bırakmıştık. ikimiz de oldukça iyi notlar almıştık. Devamında spora başlama kararı almıştım ve bunda da en önemli pay Yağmur'daydı çünkü macfit'e gidiyordu ve sürekli benim de gelmemi istiyordu. Haftada 3-4 gün beraber salona gidip çalışıyorduk. Devamında da bazen evi boş olurdu ve oturur beraber kahve içer film izlerdik. Buna rağmen aramızda bi cinsellik olmamıştı. Birbirimizi çok seviyorduk ve bu yüzden de cinsellik biraz arka planda kalıyordu. Ama nihayetinde ben de bir şeyler olmasını istiyordum. Tabi onun biraz kuşkuları vardı o yüzden kararına saygı duyuyordum. Ama bir gün olaylar aniden çok ilginç bir şekilde patlak verecekti...